Önder Çeliktaş
Araştırmacı Yazar • Felsefik Seyyah Kurucusu

Uzun yıllar boyunca Türkiye’nin farklı şehirlerinde çalışarak, yaşadığım toplumun kültürel, tarihsel ve inançsal dokusunu yerinde gözlemlemeyi hayatın merkezine aldım. Farklı mesleklerin içinde, farklı coğrafyaların insanlarıyla temas ederek yürüttüğüm bu yolculuk, bana insanın özündeki ortak dili gösterdi. Her bölge, her yüz, her sessizlik; insanın anlam arayışının farklı bir tezahürüydü.
Bu saha deneyimlerine, yıllardır süregelen masa başı araştırmalarımı da dahil ettim. Antik metinlerden modern felsefe kaynaklarına, inanç sistemlerinden antropolojik gözlemlere uzanan bir arşiv taramasıyla düşünsel bir yapı kurdum. Aynı zamanda farklı ülkelerde yaşayan insanları dijital mecralar üzerinden izledim, gözlemledim; kültürel davranış kalıplarını, toplumsal ritüelleri ve bireysel varoluş arayışlarını karşılaştırmalı biçimde inceledim. Böylece insanın hem yerel hem evrensel doğasını anlamaya yönelik çalışmalarımı hem sahada hem masa başında sürdürdüm.
2011 yılından bu yana Doğu Afrika’da yaşamımı sürdürüyorum. Burada hem geçim hem de düşünsel üretim sürecimi devam ettiriyor, farklı coğrafyaların yaşam biçimlerinden beslenen bir entelektüel denge kuruyorum. Bu süreç, benim için yalnızca coğrafi bir deneyim değil; bilginin, inancın ve kültürün evrensel dokusunu anlamaya yönelik bir içsel yolculuğa dönüştü.
Yıllar içinde felsefe, tarih, mitoloji ve inanç sistemleri üzerine yürüttüğüm bu araştırmalar, Felsefik Seyyah adıyla somutlaştı. Felsefik Seyyah, insanın doğa ile, bilgi ile ve anlamla yeniden bağ kurmasını amaçlayan bir düşünsel oluşumdur. Bu yapı, sorgulayan, düşünen ve doğayı öğretmen kabul eden bireylerin bir araya geldiği bir bilinç alanını temsil eder.
Bugüne kadar altı kitap kaleme aldım: Rutin Hayatlar, Anatomisel Beslenme, Yaşanmamış Hayatlar, Homosapiens’in Anlam Arayışı, The Baba ve Anlaşılmayan Aşk. Bu eserlerin her biri, insanın içsel yolculuğunu, modern dünyanın ruhsal kırılmalarını ve anlamın kaynağına dönüş çabasını farklı boyutlarıyla ele alır. Bu kitapların tamamı basıma hazır durumdadır ve yazınsal olgunluk evresini tamamlamış çalışmalardır.
Şu anda yedinci kitabım üzerinde çalışıyorum. Bu kitap, kadının toplum tarafından kalıplaştırılmış rollerini — annelik, doğurganlık ve evlilik gibi olguları — sorgulayan; doğayla uyumlu, mistik duyarlılıkla ve realist bilgiyle yoğrulmuş bir anlatıdır. Bu eser, kadının yalnızca biyolojik değil, varoluşsal kimliğini de yeniden tanımlama arayışının felsefi bir yansımasıdır.
Doğa ile döngüde yaşayan bir araştırmacı olarak, ezoterizmi gizemli bir bilgi alanı değil, insanın kendi özünü hatırlama pratiği olarak görürüm. Agnostik bir bakışla, hakikatin tek bir dogmada değil, sürekli bir arayış hâlinde belirdiğine inanırım.
Benim için felsefe bir disiplin değil, yaşamın kendisidir; doğa ise bu yaşamın kadim öğretmenidir. Her araştırma, her yazı, her yolculuk; insanın kendine dönüş hikâyesinin yeni bir sayfasıdır.