Totemizm – Totemin Dilinden: Hayvanlarla Konuşmak
Hayvanlar konuşmaz; ama konuşurlar. Dilleri kelimelerden değil, bedenlerinden, seslerinden, bakışlarından oluşur. Totemik inanç sistemlerinde hayvanların davranışları, doğrudan doğanın ruhuyla iletişime geçmenin bir yoludur. Onlar yalnızca işaret taşımaz; kendileri birer mesajdır.
Bir sabah Artvin’in yüksek yaylalarından birinde kamp yaparken, çadırımın önüne gelen bir karga saatlerce aynı noktada ötüp durdu. Kargalar bilge hayvanlardır; bazı kültürlerde haberci, bazı yerlerde ruhun rehberidir. O gün başlayan yolculuğumda karşılaştığım her şey, o karganın ötüşüyle başlamıştı. Geriye dönüp baktığımda, o sesi anlamış değilim ama o ses beni harekete geçirmişti.
Hayvanların Beden Dili ve Ritüel İşaretleri
Şamanik kültürlerde hayvanın davranışı, sadece gözlemlenmez; okunur. Bir kurt ne zaman ulur, bir yılan ne zaman ortaya çıkar? Bunlar sadece ekolojik değil; ritüel sorulardır. Hayvanın doğasında saklı olan bu dil, kabilelerin yaşam pratiklerinde zamanla sezgisel bir sisteme dönüşmüştür.
Aborjin topluluklarında yılan kıvrımları, toprağın hafızası olarak kabul edilir. Tibet’te kartalın uçuş yönü, bir seyyahın kaderini gösterir. Anadolu’da hâlâ bazı köylerde, bir kuşun evin çatısına konması “misafir gelir” diye yorumlanır. Bu yorumlar inanç değil; gözlemden doğmuş sezgisel dildir.
Masa başı araştırmalarımda, Hopi yerlilerinin hayvanlarla kurduğu iletişimde yalnızca sembol değil, taklit de önemli yer tutar. Danslar, maskeler ve hareketler… Hepsi hayvanı “anlama” değil, onunla “konuşma” aracıdır.
Dilin Ötesinde: Hayvana Saygıyla Yaklaşmak
Hayvanla konuşmak, ona hükmetmek değildir. Asıl mesele, onunla aynı düzlemde durabilmektir. Doğada uzun süre vakit geçirdikçe fark edersin: bir tilki sana bakıyorsa, bu sadece merak değil; bir tanımadır. Bu yüzden birçok kültürde avdan önce hayvanla içsel bağ kurulur. Avcı, yalnızca ok atan değil; ruhsal olarak izin alan kişidir.
Türkiye’de Orta Toroslar’da tanıştığım bir yörük, dağ keçilerini avlamazdı. “Bize benziyorlar, onlara söz geçmez” derdi. Bu, hayvana benzeme değil; onunla eşitlenme duygusudur. Hayvan, yaban değildir. Totemik bilinçte o, insanın yaban kardeşidir.
Hayvanlarla konuşmak, bir yetenek değil; bir yöneliştir. Kalbini açtığında, kelimelere ihtiyaç kalmaz. Çünkü bazı mesajlar, sadece ruhla duyulur.
Yazar & Yazı Editörü: Önder ÇELİKTAŞ
Hayvanlar konuşmaz; ama konuşur. Onları duymak için sessizlik gerekir. Sessizliğin dili, hayvanın dilidir. Ve ruh, o dille konuşur.