Totemizm – Totem Direği: Dikey Bilincin Taşınması
Tüm kutsal alanlar yatay değildir. Bazıları göğe doğru yükselir. Totem direği, sadece bir sembol değil; bir eksendir. Gökyüzü ile yeryüzünü birbirine bağlayan bu dikey bilinç, insanın ruhsal yolculuğunu temsil eder. Altında doğulur, çevresinde toplanılır, etrafında dans edilir ve önünde dua edilir. Çünkü o direk, yalnızca ağaç değil; bir hafızadır.
Türkiye’nin farklı yerlerinde kamp yaptığım sırada bazı mezarlık alanlarında, mezarın başına dikilmiş tek taşlarla karşılaştım. Kimi zaman kurt figürü oyulmuş, kimi zaman boş ama yükselen bir taş… Bunlar bana hep dikey sembollerin kadim anlamını hatırlattı. Özellikle Orta Anadolu’da rastladığım bu taşlar, totem direğinin Anadolu’daki yansımaları gibiydi.
Direğin Sembolizmi: Dünya Ağacının Gölgesinde
Kuzeybatı Amerika’nın Haida ve Tlingit kabileleri, totem direklerini hem soy hikâyesi hem de ruhsal rehberlik için kullanırlardı. Direkler, ağaçtan oyulurdu ama üzerlerindeki figürler yalnızca estetik değil; kimlikti. Her figür, bir atayı, bir ruhu, bir totem hayvanı temsil ederdi. En tepe, en yüksek bilinçti; en alt ise başlangıç.
Bu sistem, Orta Asya’daki dünya ağacı motifine çok benzer. Türk mitolojisinde “Ulukayın” ya da “Hayat Ağacı”, üç dünyayı birbirine bağlayan eksendir: yeraltı, yeryüzü ve gökyüzü. Şaman bu ağacı tırmanırken yalnızca ruhsal bir yolculuk yapmaz, atalarıyla ve tanrılarla konuşur.
Masa başı araştırmalarımda Polinezya adalarında kullanılan “tiki” figürlerinin de benzer işlev taşıdığını gördüm. Bu heykeller yerden yükselir ve hem koruyucu hem de çağırıcıdır. İnsan yalnızca yerle değil, gökle de konuşur ve direk bu iletişimin dilidir.
Dikey Bilinç: Aşağıdan Yukarıya, İçten Dışa
Dikey bilinç, sadece yukarıya bakmak değil; içten yukarıya çıkmaktır. Totem direği bu yolculuğun sembolüdür. İnsan içindeki karanlıktan çıkar, toprağın sıcaklığını taşır ve sonunda göğe yönelir. Bu, kendi içindeki yükselişi de temsil eder.
Anadolu’da bazı Türkmen köylerinde düğünlerde ya da doğumdan sonra dikilen “nişan direkleri” hâlâ kullanılır. Bu direk, geçmişle gelecek arasında bir bağlantıdır. Totem direği gibi; bir ağaçtan yapılır, bir dua ile dikilir ve yerden kopmaz. Çünkü o artık sadece odun değildir; ruhun direğidir.
Yükselen her şey kutsal değildir. Ama kutsal olan çoğu şey, bir gün yükselmiştir. Totem direği de yükselen bir hatıra, bir rehber, bir sükunettir. Bazen bir mezarın başında, bazen bir köy meydanında… Ama hep oradadır: göğe bakan bir ruh gibi.
Yazar & Yazı Editörü: Önder ÇELİKTAŞ
Direk, yalnızca yukarıyı göstermez; içimizdeki yükselişi de hatırlatır. Bazen susarız ve bakarız… Çünkü bazı yükselişler sessizlikle olur.