Şamanizm – Ruh Yolculuğu: Görünmeyenin Peşinde
Şaman, yalnızca görünen dünyada dolaşmaz. Onun gerçek yolculukları, göz kapandığında başlar. Bu yolculuklar, bedeni değil, ruhu ilgilendirir. Çünkü şaman, bedenin sınırlarını aşan; alt dünyaya, orta aleme ve gökyüzüne doğru bilinçle hareket eden bir yolcudur. Bu yolculuğa gidenler için zaman, yön, hatta benlik kavramı farklıdır. Ve her adım, görünmeyenle temasa açılan bir kapıdır.
İlk kez Güneydoğu Anadolu’da, Mardin’e yakın kırsal bir bölgede katıldığım gece ayininde, genç bir adamın gözlerini kapatıp saatlerce kıpırdamadan oturduğunu gördüm. Sonra birden kalktı, ağaca sarıldı ve birkaç kelime mırıldandı: “O burada, ama başka yerde.” Katılanlar, onun rüyada “ağaç ruhunun rehberliğiyle alt dünyaya indiğini” söylediler. Bu bana şunu hatırlattı: Ruhsal yolculuk, içeriden dışarı değil; içten içe olur.
Üç Katmanlı Kozmos: Alt, Orta ve Üst Dünya
Şamanik evrende dünya üç katmanlıdır: Alt dünya ölülerin, yeraltı hayvanlarının ve ataların dünyasıdır. Orta dünya, insanların yaşadığı fiziksel gerçekliktir. Üst dünya ise tanrıların, göksel ruhların ve bilinç ötesinin âlemidir. Şaman, bu katmanlar arasında geçiş yapan tek figürdür.
Alt dünyaya yolculuk genellikle şifa bulmak, kaybolmuş bir ruhu geri getirmek ya da bilinç dışı bir travmayı çözmek içindir. Üst dünyaya yolculuk ise bilgelik aramak, geleceği görmek ya da topluluk için rehberlik almaktır. Orta dünyadaki yolculuk ise doğada ruhsal izleri takip etmektir.
Amazon’da yaşayan Ashaninka halkında şaman, yolculuk öncesi hayvan rehberini çağırır. Bu bazen bir jaguar, bazen bir kartal, bazen de hiç bilmediği bir yaratık olabilir. Çünkü şamanik bilinçte yolculuk, haritalarla değil, sezgilerle yapılır.
Türkiye’nin İç Ege bölgesinde bir kadın, bana rüyasında toprağın altına inerek bir mağarada kendini izlediğini, orada dedesinin yüzünü taşıyan bir taşla konuştuğunu anlatmıştı. Bu deneyim, şamanik alt dünya yolculuğunun simgesel bir versiyonuydu. Kimi yolculuklar rüyada olur, kimi ayinde, kimi ise sadece sessizlikte.
Yolculuğun Ritüel Hazırlığı ve Koruyucu Unsurlar
Şamanın ruh yolculuğu rastgele bir trans değil; belli ritüel hazırlıklarla yapılır. Ritim (davul veya çıngırak), tütsü (özellikle ardıç, adaçayı ya da Palo Santo), kutsal nesneler (totem taşları, kemikler, kuş tüyleri) bu yolculukta hem koruyucu hem rehberdir.
Moğol şamanları, trans öncesi gözlerine siyah kumaş bağlar. Bu, dış gözün kapanıp iç gözün açılması anlamına gelir. Güney Sibirya’da Altay Türkleri ise yolculuk öncesi “ruh gömleği” giyer. Bu gömlek, yalnızca fiziki değil; ruhsal da bir zırhtır.
Birçok kültürde yolculuğun dönüşü de önemlidir. Şaman yalnızca gitmekle kalmaz, döner. Çünkü dönüşte yanındaki bilgiyi, mesajı ya da kayıp ruhu getirmekle yükümlüdür. Sibirya’da bazı yolculuklardan sonra şaman birkaç gün konuşmaz. Çünkü gördüklerini sindirmesi gerekir. Türkiye’deki bazı ocak geleneği temsilcilerinde de benzer sessizlik pratikleri bulunur.
Şaman için yolculuk bitmez. Bazen bir hayvanın bakışında, bazen bir çocuğun suskunluğunda o yolculuk devam eder. Çünkü görünmeyenin peşinde olmak, sadece bir kez yapılan bir seyahat değil; bir yaşam biçimidir. Şaman, bu yaşamı içten içe sürer.
Yazar & Yazı Editörü: Önder ÇELİKTAŞ
Şamanın gittiği yer haritada değildir. O, görünmeyene gider; görülmeyeni getirmek için… ve bazen geri gelir, bazen de hep yolda kalır.