Şamanizm – Kadim Dövme: Deriye İşlenen Totem Bilinci

Araştırmacı Yazar: Önder ÇELİKTAŞ  |  Okuma Süresi: 10 dakika

Deri üzerine işlenen her çizgi, yalnızca bir süs değil; bir hafıza izidir. Şamanik ve totemik kültürlerde dövme, bedenin yalnızca dış yüzüne değil, ruhun derinliklerine kazınır. Çünkü o çizgiler, bir aidiyetin, bir bilincin, hatta bir ruhsal yolculuğun göstergesidir. Beden bir tuval değil, bir harita hâline gelir.

Antropolojik bulgulara göre dövme geleneği, en az 5.000 yıllık bir tarihe sahiptir. 1991’de Alpler’de keşfedilen “Ötzi” adlı Buz Adam’ın bedeninde bulunan 61 dövme, yalnızca estetik değil; terapötik ve büyüsel anlamlar da taşır. Belinde, dizlerinde ve bilek çevresindeki çizgiler, günümüz akupunktur noktalarıyla çakışmaktadır. Bu da dövmenin bedensel-ruhsal iyileştirme amacıyla kullanıldığını gösterir.

Totem Figürleri ve Ruhsal Koruma

Şamanik geleneklerde dövme, çoğu zaman bir totemi temsil eder. Kaplan pençesi, ayı pençesi, kuş tüyü ya da yılan gövdesi… Bu semboller, kişinin koruyucu ruhunu taşır. Örneğin Borneo’daki Kayan halkında, savaşçıların omuzlarına işlenen ejderha motifleri, onları hem ruhsal saldırılara karşı korur, hem de topluluğa aidiyetlerini simgeler.

Sibirya’daki bazı Evenk topluluklarında, yeni doğan çocuklara küçük bir sembol dövmesi yapılır. Bu, “hayat ruhunun” bedene işlenmesidir. Aynı şekilde, Pasifik adalarındaki Maori halkı da, “moko” adlı yüz dövmeleriyle atalarının izini taşır. Her çizgi, bir soyun hikâyesini anlatır.

Benzer şekilde Anadolu’nun doğusunda, özellikle Mardin ve Şanlıurfa çevresinde yaşayan bazı topluluklarda, “dek” ya da “döğ” adı verilen dövmeler yapılır. Genç kızların alınlarına veya ellerine işlenen semboller, kötü ruhlardan korunma ve bereket çağırma anlamı taşır. Bu uygulamalar şamanik köklerin izlerini taşıyan yerel bir devamdır.

Derideki Hafıza: Şamanik Dövme Ritüelleri

Şamanik dövme, yalnızca bir motif değil; bir törendir. Dövme yapılmadan önce kutsal dualar okunur, yerel bitkilerle beden hazırlanır, bazen de gece boyunca süren ritüellerle kişinin rüyaları çağrılır. Çünkü şamanlar, dövmenin yalnızca dışa değil, içe işlendiğine inanır.

Kuzey Amerika’daki bazı Kızılderili kabilelerinde, dövme ritüelinden önce şaman, dövme yapılacak kişinin hayvan ruhunu rüyada görmeye çalışır. Görülen figür, dövme olarak belirlenir. Bu, ruhsal rehberlik ile bedensel sembolizmin birleşmesidir. Modern anlamda “kişisel logo” değil, ruhsal kaderin işaretidir.

Bu pratikler yalnızca geçmişte kalmadı. Bugün bazı alternatif şifa topluluklarında, kişisel dönüşüm dövmeleri hâlâ uygulanıyor. Beden, bir sözleşme alanı gibi kullanılıyor. Her dövme, bir niyetin görsel ifadesi olarak tasarlanıyor: güçlenme, arınma, aidiyet, geçmişle bağ kurma ya da yeni bir başlangıç.

Dövmenin Dilini Unutmak

Modern dövme anlayışı, çoğu zaman estetik ya da popüler sembollerle sınırlı. Ancak kadim geleneklerde her dövmenin bir dili vardı. Bu dil kayboldukça, ruhsal hafıza da silinmeye başladı. Dövme yalnızca bir süs değil; bir çağrıdır. Şamanik bilinçte dövme, görünmeyenin görünür hâliydi. Şimdi yeniden bu dili hatırlamak, belki de kendi ruh haritamızı okumaya başlamak demektir.


Yazar & Yazı Editörü: Önder ÇELİKTAŞ

Dövme, yalnızca deriye kazınan bir şekil değil; ruhun bir çığlığıdır. Her çizgi, bir hatırlayıştır. Her sembol, bir yolculuğun izidir.

Aynı Yolun Farklı Hikayeleri