Totemizm – Göksel İşaretler: Yıldızlar, Ay ve Totemsel Gökyüzü
Gökyüzü sadece yukarı bakılarak görülmez. Onu görmek için bazen yere uzanmak, bazen de içe çekilmek gerekir. Totemik halklar için gökyüzü, yalnızca yıldızlarla dolu bir boşluk değil; ataların göç yoludur, ruhların izidir, işaretlerin yazıldığı bir kitaptır. Onlar göğe bakarken bilgi değil, ilişki arar.
Bir gece Toroslar’da kamp yaparken, genç bir oğlan yanıma geldi. Elini göğe kaldırdı: “Şu yıldız, dedemin yıldızı. O hep kuzeybatıdan doğar.” Gökteki noktayı parmağıyla işaret etmedi; başıyla saygı gösterdi. Çünkü o yıldız, bir yön değil, bir yad idi. Göksel bir anı. Totemik bir bağ.
Yıldızlar: Ruhların İz Bıraktığı Gökyüzü
Avustralya’daki Warlpiri halkı, gökyüzünü sadece yıldız haritası olarak değil, toprak üzerindeki yolculuğun yansıması olarak görür. Her yıldız, bir hayvanın ya da atanın ruhunu taşır. “Emu Yolu” adı verilen yıldız dizilimi, bir kuşun göksel geçişini simgeler ve yılın hangi zamanlarında hangi hayvanın avlanabileceğini söyler.
Masa başı araştırmalarımda Orta Asya şamanlarının özellikle Venüs yıldızına (Tan yıldızı) özel bir anlam yüklediğini keşfettim. Bu yıldız, ruh rehberlerinin sembolüdür. Bir çocuk doğduğunda ilk görülen yıldız onun karakterini, totemsel eğilimini belirler. Bu göksel okuma bir kehanet değil; ruhsal bir yön tayinidir.
Anadolu’da kimi köylerde hâlâ “yıldızlı çocuk” deyimi kullanılır. Bu, gece doğan ya da doğumuyla birlikte gökte belirgin bir yıldızın parladığına inanılan çocuktur. O çocuğun gökyüzüyle özel bir ilişkisi olduğu düşünülür. Bu bir astroloji değil; totemik bir sezgidir.
Ay: Sessizliğin Totemi
Ay, totemik düşüncede bir zaman cetveli değil; bir duygu aynasıdır. Ay doluyken bazı kabilelerde konuşulmaz, çünkü dolunay sessizliğin tanrısıdır. Kimi topluluklar ayın her evresine bir hayvan atfeder: hilâl bir kuş, dolunay bir geyik, son dördün bir yılan.
Doğu Karadeniz’de yaşlı bir kadının gece suya bakarak dua ettiğine tanık olmuştum. Su, ayı yansıtıyordu. “O şimdi bakıyor” demişti kadın. Ne dilek diledi ne de konuştu. Sadece elini kalbine götürdü. Bu bir ritüel değil, bir temas anıydı.
Güney Amerika’daki Quechua halkı ayın evrelerine göre rüya tabir eder. Yeni ayda görülen rüyalar kişisel, dolunayda görülenler kabilesel sayılır. Ay, yalnızca gökte değil, rüyalarda da yürüyen bir rehberdir.
Ay bazen bir anne, bazen bir uyarıcıdır. O yüzden kimi dövmelerde ay göz şeklinde çizilir: Gökyüzünün gözüdür. İnsan ona sadece bakmaz, ondan da bakılır. Ve bu bakış, yargılayan değil; tanıyan bir bakıştır.
Gökyüzü totemik düşüncede yukarıda değil, içeridedir. İnsan göğe baktığında aslında kendi içinde bir yıldız arar. Bu yüzden bazı yıldızlar hep tanıdık gelir. Çünkü onlar, içimizde bir yerden parlamaya devam eder.
Yazar & Yazı Editörü: Önder ÇELİKTAŞ
Gökyüzü, yalnızca yıldızların olduğu yer değil; ataların yürüdüğü yoldur. O yolu her gece yeniden hatırlamak, ruhla yürümeye devam etmektir.